Bir Sayfa Seçin

Abdulkadir Abdelli: İyi akşamlar. Ben bu seminere katılmaktan çok memnun kaldım. Hem Tanpınar üzerine konuşacağımız için hem ben bu okulun mezunlarından olduğum için. Şimdi bir konuşmacı olarak okuluma döndüm ve tabii buradaki insanların hepsi benim okul arkadaşlarım sayılmaktadır. Sempozyum programında, adımın karşısında Lübnan yazıyor. Gerçi, kitaplarım genellikle ya Lübnan’da ya Mısır’da çıktığı için işte bazen Lübnanlı bazen Mısırlı diye geçiyor, o da önemli değil, ama beni buralı sayarsanız da memnun olurum. Ben çeviriye başladığım zaman Türk edebiyatından iki büyük bir isim çevirmeyi çok istiyordum. Birincisi Orhan Veli’ydi, ikincisi de Ahmet Hamdi Tanpınar. Malesef şansım çok iyi gitmedi. Bu yazarları basmaları için uzun süre bir yayıncı aradım ama hiçbir olumlu yaklaşmadı. Daha sonra TEDA destek fonunu çıkardığında tabii, çeviri daha aktif işler oldu ve bu iki yazarı Arapça’ya kazandırabildim. Hem Orhan Veli’nin bütün şiirlerini, hem şu ana kadar Ahmet Hamdi Tanpınar’ın iki romanını Arapça’ya çevirdim ve ileride Ahmet Hamdi Tanpınar’ın diğer eserlerini de Arap edebiyatına kazandırmak istiyorum. Şimdi Tanpınar çevirisi üzerine konuşmak istesem; gerçekten de çevirdiğim iki kitap arasında büyük bir fark var. Belki bu fark Türk okuyucusu için pek ayırt edilemez. Huzur, çok daha zor bir dil, çok daha zor bir yapı, çok daha klasik bir yapı içerisinde yazıldığı için Arapça’ya çevirdiğimde hem büyük zorluklar yaşadım. Okuyucunun zorlanacağı bazı şeyler de var. Bilindiği gibi, romanda özellikle müzik üzerine uzun konuşmalar yer alıyor. Burada buna Türk musikisi deniyor, Arap dünyasında ise buna Doğu musikisi diyoruz. Yani şimdi, burada mesela Hicaz makamı dediğimizde biz buna Arap makamı demiyoruz, Doğu müziği makamı diyoruz. Fakat burada Türk makamı diye geçiyor ve romanda da böyle geçiyor. Ben biraz çeviriye sadık kalmayı tercih ettim, yani bunu bir Türk makamı olarak bıraktım olduğu gibi fakat sonsözde böyle bir durum olduğuna dair de not düştüm. Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ne gelince… Arap okuyucusu romanı nasıl algıladı? Ben bu kitabı yazan bir klasik yazar dediğim zaman genellikle şaşırdılar. Yani Saatleri Ayarlama Enstitüsü, o tarihe göre çok ileri… Bu yönü algıladı ve roman çok sevildi. Gerçekten de yapı olarak, çok modern bir üslûp olarak algılandı. Huzur, dediğim gibi, o daha klasik bir eser olarak algılandı ve öyle kaldı. Ben fazla uzatmak istemiyorum, çünkü yedi kişiyiz, başkanın dediğine göre. Onun için sözü arkadaşıma bırakıyorum. Teşekkürler.

Panel: Dünya’nın Tanpınar’ı, Uluslararası Ahmet Hamdi Tanpınar Sempozyumu-Türkiye’de ve Dünyada Tanpınar Zamanı,
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Ünivesitesi, Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu, 1-2 Kasım 2010.